Yaşadığımız gezegen, insan kaynaklı faaliyetlerden dolayı iklim değişikliği tehdidiyle karşı karşıya. Türkiye’nin ilk İklim Değişikliği Başmüzakerecisi Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, sıcak afetini ve yaşanacakları Milliyet’e anlattı. Sıcaklık arttıkça orman yangınlarının da arttığını belirten Birpınar şu bilgileri paylaştı: “Paris İklim Anlaşması, yüzyılın ortasına kadar küresel sıcaklık artışını sanayi öncesi döneme kıyasla +1,5 tutmayı amaçlıyordu ama Avrupa İklim Servisi verilerine göre daha bugünden, bu seviyenin halihazırda +1,6’ya çıktığı tespit edildi. Aşırı sıcaklar, iklim değişikliği etmenli en büyük tehdit olabilir. Yine hatırlatmakta fayda var; bizleri bunaltan ve çok sıcak olarak ifade ettiğimiz şu günler, önümüzdeki yüzyılın en serin yaz günleri olmaya da aday. Yani bugünün sıcakları yarının soğuğu olacak. Günlük bazda da birçok bölgede sıcaklık rekorları yaşandı. 21 Temmuz 2024 tarihi ortalama yüzey sıcaklığı açısından kayıtların yapıldığı zaman içerisinde şu anki dnyanın en sıcak günü olarak tescillendi. NASA tarafından daha sonra 22 Temmuz 2024 tarihinin 21 Temmuz’da yaşanan sıcaklık değerini aşarak yeni rekoru tazelediği belirlendi. IPCC ve NASA uzmanları sera gazı emisyonlarındaki artışların sıcak hava dalga sayı ve şiddetinde daha büyük artışlara yol açacağına inanıyorlar. Bu tezi destekleyen NASA araştırmalarına göre son 40 yıllık süreçte ABD’de sıcak hava dalga sayılarında aylık bazda ikiden dörde çıkarak ikiye katlandığı belirlendi.”
Ormanlara tehdit
Aşırı sıcaklar ve kuru havanın, iklim değişikliği ile mücadelede en büyük potansiyele sahip ormanlar için de büyük bir tehdit unsuru olduğunu kaydeden Birpınar “Küresel sıcaklık artış değerine bağlı olarak yangın sezonlarının daha da uzayabileceği ve yanan alan miktarının daha da artabileceği Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin uyarıları arasında yer alıyor. Diğer bir ifadeyle, İklim Değişikliği orman yangınlarının şiddetini ve etkisini yükseltiyor. Küresel sıcaklık artışının sanayi öncesi döneme kıyasla +1.5 derece olması halinde Akdeniz Havzası yaz dönemlerinde olması muhtemel orman yangınlarında yanan alanlarda yüzde 41’lik artış, sıcaklık artışının +2 derece olması halinde yüzde 62’lik artış ve sıcaklık artışının +3 derece olması halinde ise yanan alanlardaki yüzde 97’lik bir artış bekleniyor.
Klima ‘ısıtıyor’
Artan sıcaklıklarla mücadele için soğutucu kullanımının arttığını, bu durumun küresel bazda enerji kullanımını da yükselttiğini belirten Birpınar, Uluslararası Enerji Ajansı’nın (UAE) “2023 Küresel Elektrik Piyasası” raporuna göre küresel bazda tüketilen elektriğin yüzde 10’unun soğutma alanında kullanıldığını belirtti. Birpınar, “UAE değerlendirmelerine göre soğutma sektörü küresel bazda salınan sera gazı emisyonlarının yüzde 3’ünden sorumlu durumda. Soğutucuların hem kullandıkları enerjinin üretiminden dolayı hem de soğutma gazı olarak kullanılan ve karbondioksitten daha yüksek küresel ısınma potansiyeline sahip gazları kullanması hiç şüphesiz soğutma sektörünün kümülatif sera etkisini daha da yükseltmektedir” dedi.
En ölümcül afet
Prof. Dr. Birpınar, Dünya Meteoroloji Örgütü’nün ‘İklim Değişikliği ve Sağlık’ isimli 2023 raporunda iklim değişikliği etmenli afetlerden en ölümcül olanının sıcak hava dalgaları olduğunu vurguladığını belirterek “Dünya Sağlık Örgütü tarafından 2000-2019 yılları arasında yıllık bazda sıcaklığa bağlı olarak yaklaşık 489.000 can kaybının meydana geldiği, bu sayının ve yüzde 45’inin Asya, yüzde 36’sının ise Avrupa’da gerçekleştiği ifade edilmiştir” diye konuştu.
Doğudan batıya iklim göçü
Denizlerde yaşanan aşırı ısınmanın suyun genleşmesi ile birlikte deniz suyu seviyesinde yükselmelere yol açtığını ve buzulların daha çabuk erimesini tetiklediğini belirten Prof. Dr. Birpınar “Bu durumda, sahil kıyıları ve özellikle ada yerleşim yerlerinin sular altında kalması ve mevcut haritaların değişimine yol açmaktadır. Bu değişim, milyonlarca insanı etkileyecek kuraklıkla birleşince kitlesel göçlere sebep olacak. Birleşmiş Milletler iklim göçünün doğudan batıya, güneyden kuzeye doğru olmasını öngörmektedir” bilgisini paylaştı.
Türkiye tehlike hattında
Birpınar, Türkiye’nin bulunduğu Akdeniz Havzası’nın iklim değişikliğinin etkilerine karşı en kırılgan bölgelerden biri olduğunu belirterek şunları söyledi: “NASA tarafından 2016 yılında yürütülen bir çalışmaya göre aralarında Türkiye’nin de bulunduğu Akdeniz ülkelerinde 1998-2012 döneminde yaşanan kuraklığın son 900 yılın en şiddetlisi olduğu ortaya kondu. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre 2024 Haziran ayı kayıtlardaki, diğer bir söylem ile son 53 yıllık periyodun, en sıcak ayı oldu; öyle ki, bu ayın sıcaklık ortalaması uzun dönem ortalamasının +3,4 üzerinde gerçekleşti.”
Kar değil sıcak tatili
“Geçmişte kışın yoğun kar yağışı nedeniyle eğitime verilen ara artık yerine sıcak tatiline bırakacak” diyen Birpınar “Sıcak havalar hayat kalitesini olumsuz etkilediği gibi ciddi sağlık riskleri de beraberinde getiriyor. Özellikle gelişme çağındaki çocuklar kırılgan gruplar içerisinde yer alıyor. Aşırı sıcaklar içinde bulunduğumuz yıl içerisinde kırılgan yapıdaki çocukları korumak adına dünya genelinde 80 milyon öğrenciyi eğitimden uzak bıraktı” ifadelerini kullandı.
Üretkenlik kaybı
Artan sıcakların iş verimi üzerinde de olumsuz etkileri olduğunu kaydeden Birpınar “Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 2019 tarihli ‘Sıcaklık Artışının Çalışma Performansı Üzerine Etkileri’ konulu raporuna göre, küresel sıcaklık artışının yüzyılın sonuna kadar +1,5 ile sınırlandırılması varsayımında dahi 2030 yılına kadar dünya çapında 80 milyon tam zamanlı işe eşdeğer bir üretkenlik olan toplam çalışma saatlerinin yüzde 2.2’lik kısmının kaybedileceği, sıcaklık etkisi dolayısıyla iş üretkenliğinde yaşanan ekonomik kaybın 1994 yılında 280 milyar Amerikan doları eşdeğerinde iken bu değerin 2030 yılında küresel ekonomiye 2.4 trilyon Amerikan doları tutarında bir zarar vereceğine dikkat çekilmiştir” dedi.
Gençlere yeşil dönüşüm eğitimi
Ankara Kalkınma Ajansı “Yeşil Yaka Programı” ile sürdürülebilirlik, çevre ve enerji alanlarında çalışanlar ile mühendislik bölümünden mezun gençlere yeşil dönüşüm konularında eğitim verilmesini sağlayacak. Ajanstan yapılan açıklamaya göre, programla yeşil dönüşüm adaptasyon sürecinin desteklenmesi ve Ankara’nın rekabet edebilirliğinin artırılması amaçlanıyor. Program kapsamında ücretsiz verilecek eğitimlerle katılımcıların yeşil dönüşüm konusunda bilgi sahibi olmaları hedefleniyor. Eğitimlerde katılımcılara, sürdürülebilirliğin kurumsal düzeyde nasıl uygulanabileceği, temel su ve karbon ayak izi hesaplama yöntemleri ve enerji yönetimi sistemleri gibi birçok konuda bilgi aktarılacak. Eğitim programı 5 Eylül-18 Ekim döneminde gerçekleştirilecek. Adaylar, 23 Ağustos saat 12.00’ye kadar Ankara Kalkınma Ajansı’nın internet sitesindeki formu doldurarak başvuru yapabilecek. ■ AA